Zeybek Eğitim Kurslarımız

ANKARA ZEYBEK KURSU FİYATLARI 

Dans Okulumuzda Tüm Derslerimiz Özeldir. Her Zeybek Çeşidi İçin 6 Saatlik Özel Eğitim Programı Uygulanır.

Harmandalı, Çökertme, Kerimoğlu, Çakal Çökerten Zeybeği Ferace Zeybeği,Yörük Ali Zeybeği,

Muğla (Abdal) İnce Hava Zeybeği, Kostak Ali Zeybeği, Ankara Zeybeği Eğitimi Verilmektedir.

Grup Dersleri Sadece Aile Bireylerine Arkadaş Grubuna Aynı Kurum ve Kuruluşta Çalışanlarına Verilir..

Harmandalı Zeybeği 

Aile ve Arkadaş Grubu Olarak Düğünlerde Derneklerde Yıl Sonu Gösterilerinde ve

Düğün Zeybeği Olarak da Oynanır. 

ÇÖKERTME ZEYBEĞİ 

Aileye Çiftlere ve Gruplara Özel Program Dahilinde Eğitim Verilmektedir.

Zeybek Kursu Programları

6 Saat Özel Çocuk Zeybeği : 2.000 TL

1.5 Saatten 4 Ders Olarak Yapılır. Haftada Bir veya İki Ders İsteğe Göre Yapılır.

6 Saat Özel Zeybek Kursu Tek Kişi : 1.800 TL 

Dört ve Üzeri Özel Gruplar İçin Her Bireyden 900 TL Alınır.

(Harmandalı Kerimoğlu Yörük Ali Cumaovası Zeybeği, Tekeler, Kostak Ali, Ferace Çökertme Zeybeği)

6 Saat Özel Düğün Zeybek Kursu Gelin ve Damat Özel Kampanya Çift Kişilik : 1.800 TL 

 

Çakal Çökerten Zeybeği

Bu Zeybek Çeşidi Düğün Zeybeği Olarak Çok Tercih Edilir.

Not : Zeybek Dansına Yeni Başlayanlara Harmandalı Zeybeği Öğretilir
Sonra (İstek Üzerine) Kerimoğlu, Ferace ve Çökertme Zeybek Eğitimi Verilir.
Herhangi Bir Zeybek Çeşidini Bilen ve
Kursumuza Yeni başlayanlar İstedikleri Zeybek Türünü Seçebilirler. 
 
Yandım Ayşem Zeybeği Karyolamın Demiri
Düğün Zeybeği Olarak da Oynanır.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
ZEYBEK BAYAN TEKNİĞİ ÇALIŞMASI
 

ÇOCUKLAR iÇİN ZEYBEK 

Çocuklarımızın Sosyal Gelişimnde Özgüven ve Yeteneğini Keşfetmesi

Yönünde Zeybeğin ve Dansın Büyük Katkısının Olduğunu Unutmayalım

6 Saat Özel Ders Ücreti 1.400 TL'dir .

ZEYBEĞİN TARİHİ

Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Sazlarla oynanır ve ağır bir melodisi vardır. Bu oyunlarda en önemli kısımlar, oyunun vermiş olduğu karekteristik hava ve meoldiye göre jest ve figürleri ayarlamktır. Yani duruş basılış ve poz bu oyunu en önemli özelliğidir.

Zeybek ege yöresini karekterize eden  kendine has oyunudur. Zeybekler; Mert, cesur, atılgan, mazlumun yanında, haksızlığa tahammülü olmayan olarak bilinirler. Kurtuluş Savaşında gösterdikleri mücadele dolayı Zeybeklik tarihi bir anı olarak yaşatılmaktadır. Batı Anadolu’nun her yerinde ‘’Zeybek’’ oyunu vardır. Antalya, Isparta, Burdur, Afyon ve hatta Sakarya’nın batı bölgesinde kalan illerimizde de bu oyunun etkilerini görmekteyiz. Yörede ‘’Kadın Zeybeği’’ ve ‘’Erkek Zeybeği’ olarak oynanır. Ancak kadınların oynadığı zeybek daha yörüktür. Erkek oyunlarının yöredeki diğer adı ‘’Ağır Zeybek’’tir. İzmir, Aydın, Muğla, Manisa illerimizi örnek verebiliriz. Zeybek’in en önemli özelliği tek olarak oynanmasıdır. Toplu halde oynandığında oyuncular arasında müzik ve ritim hariç hiçbir bağ bulunmaz. Her oyuncu serbest ve  içinden geldiği gibi oynar.

Etimolojik Olarak Zeybek

Zeybek sözcüğünün kökeni hakkında günümüze kadar farklı görüşler bulunmaktadır. Örneğin Halikarnas Balıkçısı ‘zeybek’ kelimesinin mitolojisini Homeros’la anlatır. olaks ve omega Tanrıça’nın baharda doğurduğu yumurtanın bölünerek iki ayrı ‘’o’’ olmasıdır. Bu yumurtalardan canlılar ve bitkiler türemiştir. Böylece Obekoss, Tobekkos ve İbakki sözleri zeybek olmuştur.

Mahmut Ragıb Gazimihal ise Zeybek adını Greklerce de kullanıldığından bahseder. Yunanca’da ‘’b’’ sesi olmadığından onların dilinde Sayvakikos, Zaypapikos şeklinde görülür. Rodos’da Turkikos’lar için kullandıkları Saybak kelimesinin bizdeki karşılığı Zeybek olduğunu anlatır.

Divan-ı Lügat-ı Türk’e göre Zeybek, Begnek kelimesindeki ‘’Bek’’ sözünün ‘’sağlam’’lık olduğu yazılır. ve ‘’Sağ’’ sözünün Zeybek anlamında olduğundan bahseder. Ayrıca ‘’s’’ harfinin bazen Türk dilinde ‘’z’’ olarak da söylenmektedir. Bunu Türk dilinin ses uyumu kuralı yapısı zorlar. ‘’Zag’’ hecesi kendinden sonra gelen ‘’Bek’’ hecesiyle birleştirilmiş ve Zeybek olarak günümüze kadar gelmiştir.

Efe Sözü ve Etimolojisi

Efe sözü Rumca’dan alınan ‘’Efendi’’ kelimesinin kısaltılmasından oluştuğuna dair bilgilerle beraber ‘’Efe’’ kelimesi ‘’Efendi’’nin tam karşılığı değildir. Efe, genç ve delikanlı demektir. Efendi Bizans dilinde okuma-yazma bilir demektir. Hoca Efendi, Kalem Efendisi ama Hoca Efe ve Kalem Efesi denmez. Fakat Efelerin Efesi denir. Efe sözcüğü ‘’Efeb’’den gelir. Efeb; genç delikanlı ve silah taşıyan yiğit demektir. Efeb Teşkilatı Yunanistan’dan önce Anadolu’da kurulmuştur. Bunlar tıpkı Zeybekler gibi dağ başında talim ederler ve daha sonra kente gelerek tiyatroda silah oyunları yaparlardı. Tiyatro yuvarlak olduğu için dansları da daireseldi. Bu dans aynı zaman dinsel bir ritüele de dönüşürdü. Sanat Ansiklopedilerinde Efe; eskiden asayişin korunmasına memur hafif silahlı asker sınıfına verilen addır. Selçuklular döneminde Aydın ve Teke yöresinde Efe denilen askeri bir sınıf oluşturulmuştu.

Efe – Zeybek ve Kızan

Efe; zeybek gruplarının başıdır. Zeybekler arasında kahramanlık yapmış cesur kişiler arasından seçilir. Efe olmak için zeybekler arasında yaşça büyük olmak önemli değildir. Zeybek; ‘’Kızan’’lara göre daha çok kahramanlık yapmış cesur kişilerdir. Zeybekler, Efe’nin emriyle Kızan’ları yetiştirirler. Zeybekler, Efe’lerin yanında birer ‘’Kol Bey’’i görevi görürlerdi. Zeybekler iyi silah kullanan cesur kişilerdi. Kızan’lar Zeybek’lerin maiyetinde eğitim alan gençlere verilen addır.
Günümüzde akıllarda kalan Demrci Mehmet Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Çakıcı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Çakırcalı Efe, Sarı Zeybek Kamalı, Saçlı Efe Mestan isimler sayabiliriz. Zeybeklerin maiyetindeki gençlere kızan denilir. Kızan, zeybeklerin toy halleridir. Belli bir süre zeybek yanında eğitim gördükten sonra, zeybek olabilirler.

Efelerin ve Zeybeklerin Tarihçesi:

Efe veya zeybek kurumu ilk defa 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda otorite boşluğundan kaynaklanan Celali Ayaklanmaları sırasında görülür.

Öncelikle efelik ve zeybeklik tarihiyle ilgili bilgiyi vermeden önce efelerin, zeybeklerin neden dağa çıktığı hakkında bilgi edinmemiz doğru olur. Bilindiği üzere, Anadolu’da halk açısından dağlar, özgürlüğü, yiğitliği, karşı koyuşu, başkaldırıyı simgeler. Bu anlamda her zaman zorda kalan, darda kalan, tutunacak dal bulamayan tüm insanlar için dağlar, doğal bir çekim merkezi olmuştur. Efelerin, zeybeklerin dağa çıkış sebeplerini şu şekilde açıklayabiliriz;

*Osmanlı Devleti’ndeki Zamanın Ağır Vergileri

*Merkezi Yönetim Dışında, Ayrıca Yerel Yöneticilerin Basiretsiz Yönetimleri, Haksız Uygulamaları

*Osmanlı Devleti’ni Dünyaya Kötü Göstermek ve Zor Durumda bırakmak İçin Bu Bölgelerde Halk İsyanlarını Başlatmak İsteyen Yerel ama Türk Olmayan Rum, Siyon (Yahudi) ve Ermeni Yöneticilerin Ailelere, Bireylere Köylü ve Kasaba Halkına İnsanlık Dışı Muameleleri, Keyfi Baskınlar, Kadınlara Tecavüze Kadar Varan Keyfilikler…İlginç Olan Bu Zülme Uğrayan Bu Bölgelerde Yaşayan Halkın Önemli Bir Kısmının Rum Kökenli Olması…  Oynanan Oyunun Başka Bir Bölgemizde Günümüze Kadar Gelmesi de Farklı Olmasa Gerek...

*Dış Odaklar Osmanlıyı İçten Yıkmak İçin Bir Kısım Rum ve Diğer Kökenli Efe Gruplarını Çeteleştirerek Merkezi Hükümete Karşı Kışkırttığı da Bir Gerçek Örneğin Bir Kısım Efeler ve Zeybekler Osmanlı yönetimiyle olan çelişki ve çatışmalarını hiçbir zaman gizlemezler. Onlar göre Osmanlı, “Kahpe Osmanlı”dır. Bu nedenle kendi aralarında, “Osmanlı yiğit basandır”, “Osmanlıya güven olmaz”, “Osmanlı düzde tavşanı araba ile avlar”, “Osmanlı ocak döndürür, yiğit harcar”, “İt derisinden post, Osmanlıdan dost olmaz” deyimleri sık ve yaygın kullandıklarını görürüz. 1624-25 yılında Aydın - Birgi’de ayaklanan ve çevresine halkın önemli bir kesimini toplayan ve haksızlıkları düzelteceğini söyleyen Birgili Cennetoğlu bu duruma bir örnektir. Yine Ege Bölgesinde 1658 yılında ayaklanan Sivri Bölükbaşı, Batı Anadolu’yu büyük oranda etkileyen 1829-1830 Aydın İhtilali’nin öncüsü Atçalı Kel Mehmet Efe ( İlginç Olan Bu Yılda Yunanlılar Bağımsızlığını İlan etmişlerdir.) bu duruma verilecek diğer örneklerdir.

Anadolu Kültürüyle Yoğrulmuş Yunan Çetelerine Karşı Yıllarca Mücadele veren Birçok Efe Grupları, Birinci Dünya Savaşından sonra Türkiye'nin işgalinde Yunan kuvvetleriyle karşı karşıya gelmiş ve dağdan inerek Milli Mücadeleye katılmışlardır.

Bilindiği üzere Atatürk’ün Samsun’a çıkışı olan 19 Mayıs 1919’dan dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetleri İzmir’e çıkartılmıştır. Ve bu tarihten, meclisin kurulup, düzenli orduya geçilme süresine kadar –ki bu bir yıla tekabül eder-, Yunan ordusu Ankara’ya gelemediyse bu efelerin ve zeybeklerin, düşmanı tutmasındandır. Bu efelerden iki tanesi Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe’dir.

Kurtuluş Savaşı’nın ilk başarılı mücadelesi efeler komutasında Aydın’da yapılmıştır. Milli Mücadelemizin ilk topu, yine efeler komutasında Aydın’da patlatılmıştır. Yörük Ali Efe’nin komutasında kurulan Milli Aydın Alayı, halen ordumuzda mevcudiyetini korumaktadır. Cumhuriyetin ilanından sonra hizmetleri nedeniyle kendilerine ordu rütbesi ve İstiklal Madalyası verilen efeler, bu tarihten sonra yasadışı eylemlerini bırakarak tarihteki yerlerini almışlardır.